Saturday, December 18, 2010

New York yolu maceraları

saat 11:30am. mesaj sesiyle uyanılır, saate bakılır ve yüz avuç içine alınarak ağlayacak gibi olunur.

saat 11 buçuğa otobüs biletin varsa neden gece uyanık kalıp sabahın 6 sında uyuyosun ki? diye de sorarlar adama. "yeaaa ama ben alarm kurmuştum yaaa!" uyanamadın işte, hem de kaçıncı defa.

otobüs şirketi aranır sonra. bir dahaki otobüs 6:30pm de. bekle hadi o saate kadar.

gmaile bakılır, facebooka bakılır, sevgiliden mesaj gelmiştir, cevap verilmez, çünkü iş vardır.

etrafki ıvır zıvırın arasından istediğim şeyleri bulmaya çalışmak kadar gıcık edici bir şey yok sanırım. evet, dağınığım, hem de çok, ama düzgün tutamıyorum işte odamı napıyım?

"tık tık"

baş örtüsü kafaya aceleyle dolanır, tıklayan kişinin anahtarı vardır, açar.

"you were supposed to get out by now, please hurry up"

( ._.) "ok, sorry" :S

*topla, topla, tıkıştır*

"tık tık" -klik klik

kapı açılır, gelen benim RA (Residential Assistant). kızın rahatsız olduğu bellidir, çünkü 1 saat önce çıkmış olmam gerektir. özür dilenip gönderilir, kalan kıyafetler ve ıvır zıvır 15 dk içinde çantalara konmuştur.

yemin ediyorum, toplam 20 kilo ağırlığındaydı taşıdığım şeyler. en az.
o kadar yükle 15 dk yol yürü (tabii ki arada dinlenerek, ben de insanım sonuçta) ve Campus Center'a gel zaman öldür.

toplam 4 saattir oturmuş çiziyorum. çok mutsuzum haklı olarak. ve açım. ÇOK AÇIM. tamam bitti bu kadardı mızmızlanmam. ama otobüste internet çekmiyosa başlarına yıkarım ben orayı. (içimden)

No comments:

Post a Comment